Sundukları barınma, çalışma, eğitim, girişim, etkileşim fırsatları ile şehirler, tarihin her döneminde insanlık için çekici bir yaşam alanı oldu. Şehirlerin bu cazibesi sanayi devrimiyle birlikte büyük bir ivme kazandı. Bilgi teknolojileri, ulaşım ve iletişim araçlarındaki gelişmeler ise şehirlerin cazibesini zirveye taşıdı. “Şehirler Çağı” da denebilecek bir dönemde yaşıyoruz. Şehirleşme fenomeni, bütün insanlığın yaşam kalitesini belirleyen bir faktör olarak yükselmeye devam ediyor.
2000’lerin başında dünyada şehirlerde yaşayan nüfus oranı yüzde 46,7 iken 2018 itibarıyla yüzde 55’e yükselmiştir. Birleşmiş Milletler raporlarına göre 2050 yılına kadar bu oran yüzde 65’e çıkacak ve dünya nüfusunun üçte ikisi şehirlerde yaşayacak. Gelişmiş ülkelere oranla gelişmekte olan ülkelerde şehirleşme daha hızla ilerliyor. Bugün en yüksek şehirleşmenin görüldüğü bölgeler Avrupa ve Amerika iken 2050’ye gelindiğinde ise yüzde 90 şehirleşme oranıyla Afrika ve Asya’nın öne çıkacağı düşünülüyor.
Şehirleşmenin artmasıyla gelir eşitsizliği artıyor ve şehirde yaşamanın avantajı bu eşitsizliği maskeliyor. UNICEF’in 2018’de yayımladığı “Kentsel Paradoks” raporu şehirlerde yaşayan yoksul çocukların, bazı alanlarda kırsaldaki akranlarına nispetle daha fazla risk altında olduğuna işaret ediyor. Bu gelişmelere paralel olarak iki kişiden birinin şehirlerde yaşadığı günümüzde "Mutlu Şehir", sadece şehir ve şehirliler için değil tüm insanlık için ortak bir hedef niteliği taşıyor.
Şehirlerde nüfus artışı, aynı zamanda talep ve arz artışına da karşılık gelmektedir. Barınma, ulaşım, istihdam, çevre, temizlik, sosyal hizmetler, kültür-sanat, sağlık… Yaşam için gerekli olan her başlıkta şehirler, tarihin hiçbir döneminde görülmemiş düzeyde talep artışına sahne olmaktadır. Şehirlerin arz ettiği imkanlar ise talebin gerisinde kalmaktadır. Trafik, çevre kirliliği, şehir suçları, küresel ısınmaya bağlı afetler artmakta; toplum sağlığı, sosyal aktivite alanları, sosyal kurumlar, idari düzenlemeler, sosyal yardımlaşma, güvenlik ve benzeri konularda sorunlar yaşanmaktadır. Şehirleşmeye bağlı sorunları çözmek, sürdürülebilir güzel bir dünya kurmak için öncelikli hale gelmiştir.
Kartepe Zirvesi 2019; şehrin, insanın yaşam kalitesini belirlemekteki artan etkisinden hareketle; şehirlinin nasıl daha mutlu olabileceği sorusunun cevabını ararken, bu yola Türkiye’den bir ışık tutmak amacıyla Zirve’nin 2019 yılı ana temasını “Şehircilik ve Mutlu Şehir” olarak belirlemiştir.
Zirvede davetli bilim insanları, araştırmacılar, karar alıcılar, politika yapıcılar, sivil toplum ve medya mensupları konu ile ilgili görüş ve düşüncelerini, sorunlarla ilgili çözüm önerilerini kamuoyuna sunacak; disiplinlerarası bir ortak akıl geliştirilerek, Kartepe Zirvesi 2019 Bildirgesi yayımlanacaktır.